top of page
Ara

Amerikalı Bilim İnsanları Domuz Böbreğini İnsana Başarıyla Nakletti!



New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi cerrahi ekibi, yukarıdaki tarihsiz fotoğrafta domuz böbreğini herhangi bir hiperakut reddi belirtisi açısından inceledi. Ekip, genetiği değiştirilmiş bir domuzdan alınan böbreği insan vücuduna nakletmeyi başardı. Organın normal olarak çalışması, nakil için insan organlarının eksikliğini çözmek adına ileriye doğru atılmış büyük bir adım olarak kayıtlara geçti ve birçok yerde yayınlandı. Hadi gelin bilim tarihinde çok büyük yeri ve önemi bulunan bu adımın detaylarına Bilim Özü ile değinelim.


Operasyon, 25 Eylül 2021 tarihinde New York’taki New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi’nde cerrahlar tarafından gerçekleştirildi. Nakil gerçekleştirilecek olan domuzun genetiği değiştirildi, böylece artık insan vücudu tarafından neredeyse anında reddedilmesine neden olduğu bilinen bir molekül içermiyordu. Hastanın beyin ölümü gerçekleşti ve böbrek problemi belirtileri vardı. Yaşamı süresince nakil istese bile uygun nakil bulunamamıştı. Ailesi, yaşam desteğinden alınması planlanmadan önce gerçekleştirilecek deneyi kabul etti, herkesin onayı alındı. İki günden fazla bir süre boyunca böbreği kan damarlarına bağlıydı. Vücudunun dışında tutuldu, böylece araştırmacılar onu gözlemleyebildi. Böbrek yapması gerekeni yaptı, atıkları filtreledi ve idrar üretti. Ve vücut böbreği reddetmedi.



Geçen ay New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi’nde operasyonu yöneten Dr. Robert Montgomery, “Kesinlikle normal bir işlevi vardı.” dedi. Associated Press'e şunları söyledi: “Endişelendiğimiz gibi bir durumla karşılaşmadık ve vücut böbreği reddetmedi.” Ekibin bir parçası olmayan Minnesota Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Dr. Andrew Adams, bu araştırmanın “önemli bir adım” olduğunu söyledi.


Hayvandan insana nakil hayali, bilim insanlarının transfüzyon için hayvan kanını başarısız bir şekilde kullanmaya çalıştıkları 17. yüzyıla kadar uzanıyor. İngiliz hekim William Harvey’in, kalbin pompalama hareketi sayesinde damarlarda dolaşabildiğini keşfettiği 1628 yılına kadar, kanın karaciğerde, midedeki besinler yoluyla üretildiği ve enerji sağlamak amacıyla “yakıldığı” yer olan kalbe taşındığı düşünülüyordu. Bu nedenle ilk ve elbette başarısız kan transfüzyonu girişimlerinde hastalara kan içiriliyordu. 20. Yüzyıla gelindiğinde ise doktorlar babunlardan insanlara organ nakli yapmaya çalışıyorlardı. Ölmekte olan bir bebek olan Stephanie Fae, 1984'te babun kalbi ile 21 gün yaşadı.



Montgomery'nin ekibi, alfa-gal adı verilen bir şeker molekülü üreten domuz geninin çıkarılmasının, domuzdan insana gerçekleştirilecek böbrek naklinde vücudun böbreği reddetme sorununu çözeceği fikrine sahipti. Bunun üzerine genetiği değiştirilen domuza GalSafe adı verildi. Montgomery, başarılı New York Üniversitesi böbrek nakli deneyinin ciddi böbrek problemleri olan hastalarda denemelere yol açması gerektiğini söyledi. Birleşik Organ Paylaşımı Ağı, yaklaşık 107.000 kişinin şu anda ABD'de organ nakli ve 90.000'den fazlasının böbrek beklediğini söylüyor. Hastaların böbrek nakli bulması üç ila beş yıl sürebilir. Domuz böbreği ise, bir insan böbreği mevcut olana kadar geçici bir çözüm olarak kullanılabilir.


Kaynaklar ve İleri Okuma

Opmerkingen


bottom of page